Noesis Felsefe Atölyesi / 2016-17
Deneyim

idea yayınevi site haritası 
 

  Deneyim


Görgücüler deneyimi bilginin kaynağı olarak görürler. Ama bilginin evrensel olması görgücü görüşü başından çürütür. Deneyim ancak olasılık verir, bilgi değil. Ve en yüksek olasılık bile yalnızca olasılıktır, bilgi değil.
   Deneyim ve Bilmeme

Deneyimin bilginin kaynağı olduğu görüşü görgücülüğün enteresan buluşlarından biridir—niçin "gözlem" ya da "algı" ya da başka birşey değil ama "deneyim"in seçilmiş olduğunu belirleyen etmen Newton olmuş görünür. Ama o da deneyimden çok "deney" terimini kullanır.

Görgücü bakış açısı, özellikle David Hume'un yazılarında gördüğümüz gibi, bilginin dışsal olarak duyular yoluyla kazanıldığını sanısı içindedir. John Locke insan anlığının dışarıdan gelen duyusal veriler tarafından doldurulan bir tabula rasa olduğu görüşündedir. Deneyim hiç kuşkusuz duyumsama değildir, algı ya da gözlem ya da deney de değildir. "Deneyim"in niçin gözlem, duyusal-algı, izlenim, görme, görüngü, işitme vb. karşısında ayrıcalıklı bir konumda olduğu sorusunun yanıtı alışkanlık ile bağlı olmasıdır. Deneyimli insan olaylar ile onlardan "tümevarımlar" ya da "genellemeler" türetecek kadar sık karşılaşmış olan insandır.

David Hume deneyimi sanki bir tür ayrıcalığı varmış gibi özellikle nedensellik ilişkisinin kaynağı durumunda çözümlemeye çalışır. Deneyim bir alışkanlık kazandırır, bilgi kazandırmaz. Alışkanlık bir tür çağrışım düzeneği gibidir, otomatik olarak, düşüncesiz olarak işler. Alışkanlık öznelliğinden ötürü nesnellik ile, realite ile ilişkisizdir ve "bilgi" kavramının kendisini ortadan kaldırır. "Deneyim" kuşkucunun amaçlarına en uygun bilmeme aygıtıdır. Görgücü epistemolojide tümevarımın ruhbilimsel temeli de alışkanlıktır. Ve bilgi olmayan birşey ile, olasılık ile ilgili bu epistemoloji açıktır ki bir bilgi kuramı değil, bilgisizlik kuramıdır.

   Deneyim ve Kavram

Kavramların ve bağıntıların deneyimden türediği görüşü hiçbir kavramın deneyim konusu olmaması olgusu karşısında saçma görünür.

Aslında deneyim temelli bilgi görüşü kavramı öldürmenin en güvenilir yoludur, çünkü kavramın asıl doğası evrenselliktir. Bilginin yeri deneyim kökenli olasılığa indirgendiği zaman yasa kavramı yitip gider. Yalnızca doğa yasası değil ama tinin yasası da gider çünkü o da evrensellik ister. Ve kavram yerini deneyimden türeyen tasarım kaptığı zaman kavramın nesnelliği de bilgiden olduğu gibi realiteden de yitip gider.

   
Us doğaya onda kendini bulmak için gider, kendini ondan türetmek için değil. Kepler "yasalarını" ya da "kavram bağıntılarını" doğa fenomenlerine uyguladı, ve gözlemleri sonucunda daire modelinin gezegen yörüngeleri için geçerli olmadığını görünce elips modelini denedi ve yeni kuramının ya da kavramın realiteye uygun olduğunu keşfetti. Burada yasa realite üzerinde yapılan gözlemden türetildi. Ve gücü yalnızca bir tümevarımın gücü idi. Doğrulandı. Ama doğrulama tekil gözlemlerden başka birşey değildir ve kendisi bir tümevarım olarak çözmesi gereken "tümevarım problemini" çözmez, yasanın istediği evrenselliğin güvencesi doğrulamadan öne olduğu kadar eksik kalır. Gerçek çözüm ussal kavramdan gelir. Gezegen ve güneşten oluşan dizgenin ağırlık özeği güneşin özeği değildir. Gerçekten de, eğer özek güneşin özeği ile bir olsaydı, eğer yerçekimi kuvveti yalnızca güneşin yerçekimi olsaydı, yörüngenin daireden başka birşey olması için hiçbir neden olmazdı. Ama gezegen de güneşi çeker ve uyguladığı kuvvet dizgenin özeğini güneşin özeğinden uzaklaştırır. Gerçekte, aynı özek çevresinde ne denli ağır da olsa güneş de dönmelidir.

Kepler gezegenin yörgünesinin daire olduğunu düşünürken de dek hiç kuşkusuz gözlem yapıyordu, koltuk bilimciliği değil. Gözlemi — ya da eğer dilersek"deneyimi" — yörüngeyi daire olarak kapsıyor çünkü yörüngeye daire "kavramını" yüklüyordu. Deneyim duyusal-deneyim idi ve ölçümler yörüngenin daire yerine elips olduğunu düşündürünceye dek gözlenen yörüngenin daire olduğu kabul edildi. Sonra deneyim ya da gözlem değişti.


Epistemoloji" teriminin kendisi görgücülükten türer ve sözde "bilgi"nin dışsal olarak nasıl oluştuğunu, kazanıldığını vb. açıklar (örneğin tabula rasa üzerine basılan düşünceler olarak).

Wikipedia "Perception (from the Latin perceptio, percipio) is the organization, identification, and interpretation of sensory information in order to represent and understand the environment," der ("sensory information" "sense-data"dan ayrıdır). Algıda duyu-verileri ya da duyumlar salt fiziksel olaylar olmanın ötesinde duyusal olarak türemeyen kavramlar ile donatılır. Görgül bilgide a priori olan yan budur, ve a posteriori olduğu söylenen şey gerçekte eşit ölçüde a prioridir.

Wikipedia sağ-duyu felsefeciliği uygulayarak genellikle yapıldığı gibi düşüncesiz bir "deneyim/experience" tanımı verir: "Experience is the knowledge or mastery of an event or subject gained through involvement in or exposure to it." Ama deneyim olarak deneyim, gözlem olarak gözlem vb. bilgi değildir. Pekala yanlış deneyim, yanlış gözlem olabilir. Bilgi yanlış ise bilgi olmaya son verir. Deneyim, gözlem vb. "involvement" ya da "exposure" yoluyla değil, düşünce yoluyla düzeltilir. Ancak kavram mantığı yoluyla deneyim, gözlem vb. bilgi ile bir olur. Güneşin, gezegenin vb. nasıl davranacağını, daire mi yoksa elips yörünge üzerinde mi döneceğine kavram karar verir. Bu durumda uzay, zaman, kütle, kuvvet kavramları arasındaki bağıntılar doğa yasası dediğimiz şeydir. Ve bu kavramsal bağıntı ussaldır, çünkü ussallık yanlış deneyim durumunda olduğu gibi kavramın olmayan bir realiteyi betimlemesi, bir realitesinin yokluğu değil, ama kavramın realite ile birliğidir.

 

 
PRINCIPIA
(KİTAP III)
FELSEFEDE
USLAMLAMA KURALLARI
KURAL IV

Deneysel felsefede genel tümevarım yoluyla fenomenlerden çıkarsanan önermelere, tasarlanabilecek karşıt hipotezlere karşın, doğru olarak ya da gerçeğe çok yakın olarak bakacağız — ta ki onları ya daha doğru, ya da kuraldışılara açık kılabilecek başka fenomenler ortaya çıkıncaya dek.

Bu kuralı tümevarım uslamlamasının hipotezler tarafından geçiştirilememesi için izlemeliyiz.

 
 
 
   Frege: Deneyim Hakkında

"[2f.] Superstitions about the weather have a basis in experience. Furnishing grounds of this kind is no proof." (Posthumous Writings, s. 2)

   
 
 

 

İdea Yayınevi Site Haritası | İdea Yayınevi Tüm Yayınlar
© Aziz Yardımlı 2017 | aziz@ideayayinevi.com