|
Ernst Mach
|
Ernst Mach’ın ‘felsefesi’ pekçok kuşak tarafından yinelenecektir: Duyulara güvenmekten daha kurnazca ne olabilir? |
|
“Es gibt keine Atome.”
Ernst Mach Avusturyalı bir fizikçi ve felsefeci idi ("hız/ses hızı" oranı "Mach sayısı" olarak onun adıyla anılır). Bilim felsefecisi olarak Viyana Çevresi ve Amerikan pragmatizmi üzerinde etkili oldu. Newton'ın "saltık uzay" kuramını eleştirerek görelilik kuramının doğuşuna katkıda bulundu. |
|
Ernst Mach
A founder of the philosophy of science
DUYUMCULUK; FENOMENALİZM
- Süpersonik devimi inceledi
- Devinin cismin hızının ses hızına oranı (VP/VS) şimdi Mach Sayısı olarak adlandırılır
- Einstein'ın görelilik kuramı üzerinde etkili oldu; Viyana Çevresinin mantıksal pozitivizme üzerinde etkili oldu (Çevrenin ilk adı "Erns Mach Verein" idi)
- Yalnızca duyumları gerçek (= var) olarak kabul etti: "Atomların varlığına inanmıyorum" dedi (1897'de, Boltzman'ın atom kuramı üzerine bir dersinden sonra): atomları metafiziksel olarak gördü
- Tümevarımcı; bilimsel yasalar deneysel olayların özetleridir
- "Bir bütün olarak bilimin ve özel olarak fiziğin temelleri sonraki en büyük duruluklarını biyoloji yanından ve özellikle duyumların çözümlemesinden beklemektedir. ("The foundation of science as a whole, and of physics in particular, await their next greatest elucidations from the side of biology, and especially, from the analyis of the sensations." (Mach in Analysis of Sensations, Preface to 1st Ed.
|
(W.) According to Alexander Riegler, Ernst Mach’s work
was a precursor to the influential perspective known as
constructivism. Constructivism holds that all knowledge
is constructed rather than received by the learner. He took
an exceptionally non-dualist, phenomenological position.
The founder of radical constructivism, von Glasersfeld,
gave a nod to Mach as an ally.
Bu görüşe göre, bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açı olması bir teorem değil, bir uylaşım sorunudur ve dolayısıyla başka türlü de olabilir. |
Alexander Riegler'in "yapılandırmacı bilgikuramı" (constructivist epistemology) ile demek istediği şey bilimsel bilginin doğal dünyayı ölçmeyi ve modellerini kurmayı isteyen bilimsel topluluk tarafından yapılandırılmasıdır. Öyleyse bilgi bir "topluluk" ürünü olduğuna göre, doğa bilimleri duyusal deneyimi açıklamayı ve ölçmeyi amaçlayan ansal yapılardan oluşur,
Yapılandırmacılara göre dünya insan anlığından bağımsızdır; ama dünyanın bilgisi her zaman bir insan ve toplum kurgusudur. Bilgi realitenin bilgisi değil, ama öznenin bilincinde kurulan bir yapı ve dolayısıyla nesnel olarak bilmeyen bir bilgidir. |
|
Bilgi duyum üzerine dayanmalıdır |
Mach'ın olguculuğuna kibarca "aşırı olguculuk" denir, ama materyalizm ya da natüralizm adlandırması da uygun olacaktır, çünkü bilimin en son dayanağının beş duyu olduğuna inanıyordu ve duyumsama nesneleri olan şeyler "olgular" değil özdeksel cisimlerdir.
Mach tüm bilim tutkusuna ve becerilerine karşın, duyumların öznel olduğunu anlayamadı. Duyular varlığı değil, belirli fiziksel ya da özdeksel nitelikleri duyumsar, ve bu duyumsama öznede üretilir, özneldir. Duyum bilinçtedir. kırmızı, mavi vb. fiziksel dalgaya yapışmış nesnel nitelikler değil, insan sinir dizgesinde üretilen ve bilinçte varolan öznel niteliklerdir.
Mach algıya bile güvenmiyordu, çünkü algı kavramsal biçim kapsar ve öyleyse metafizikseldir (çünkü nokta, kare vb. fiziksel değildir ve öyleyse yoktur). Mach'ın böyle "felsefi" temel üzerine nasıl bilim yaptığını anlamak olanaksız değildir, çünkü onda da bilinçsiz olarak etkin olan, çıkarsamalar yapan ve vargılar üreten, kavramlarını kullanan doğal us onun sözde felsefesinden habersiz olarak işler.
Atom, uzay, zaman, özdek, kütle, kuvvet vb. gibi kavramlar duyumsanmaz, çünkü anlıktadırlar. Öyleyse, Mach'a göre yokturlar. Bu nedenle Viyana İmparatorluk Bilimler Akademisinde Ludwig Boltzmann tarafından verilen bir 1897 konferansından sonra “Atomların varolduğuna inanmıyorum" dedi.
Mach daha öte bölünemeyecek hiçbir parçanın olmadığını, bölmenin sonunun gelmeyeceğini düşünüyor olabilir. Atom gerçekte çelişkili bir kavramdır, çünkü sonsuz küçüklüğü, "bölünebilir bölünemezi" anlatır. (Russell, kavramın bilinçsizi olarak, ve Wittegenstein'ın Tractatus'undan etkilenerek, bir süre için "mantıksal atomizm" dediği şeyi de savundu.) |
|
Max Planck Mach'ın atomların realitesini yadsımasını fizik ile bağdaşmayan bir düşünce olarak gördü. Einstien için Mach'ın fiziği eleştirisi sağlam değildi. Bu "felsefe" ile, Mach Viyana Çevresini esinlendirdi.
Mach'ın duyumculuğu yapılandırmacılık (constructivism) olarak görülemez, çünkü yapılandırmacılık realite ile ilişki kuramayan insan anlığının tasarımlarını realiteden bağımsız olarak, dolayısıyla duyusal-algının aracılığından bağımsız olarak kurduğunu varsayar, ki Mach'ın pozitivizmi böyle belirsiz bir a prioriye de izin vermeyecektir.
Mach'ın aşırı pozitivizminin aşırılığı kolayca algılandı, ve gözardı edildi. Mach Viyana Üniversitesinin dünyaca saygın bir üyesi idi ve pozitivistler derneklerini onun adına kurdular: Verein Ernst Mach. Mach fizik yaparken yalnızca beş duyusunu kullanmadı. Kuramlarını a priori üretti. Mach "duyum" dediği şeyin ne olduğunu söylemek için duyumlardan yararlanamadı, çünkü duyumun kendisi bile ancak bir "düşünce" ile, "duyum düşüncesi" ile anlatılabilirdi. |
|
Mach’ın Duyumculuğu ve Viyana Çevresi |
After 1910 there began in Vienna a movement which regarded Mach’s positivist philosophy of science as having great importance for general intellectual life [...] An attempt was made by a group of young men to retain the most essential points of Mach’s positivism, especially his stand against the misuse of metaphysics in science. [...] To this group belonged the mathematician H. Hahn, the political economist Otto Neurath, and the author of this book [i.e. Frank], at the time an instructor in theoretical physics in Vienna. [...] We tried to supplement Mach’s ideas by those of the French philosophy of science of Henri Poincaré and Pierre Duhem, and also to connect them with the investigations in logic of such authors as Couturat, Schröder, Hilbert, etc.
— Uebel, Thomas, 2003, p. 70 |
Mach's dictum that “where neither confirmation nor refutation is possible, science is not concerned” (1883 [1960, 587]) |
|
|
|