Noesis Felsefe Atölyesi / 2016-17
Mantıksal Pozitivizm ve Analitik Gelenek

idea yayınevi site haritası 
 

  Uylaşımcılık


Doğal bilinçte eksik olan şey kavramların bilgisidir ve bu nedenle ilk yapması gereken şey kavramı anlamaktır. Bu olmadan felsefe yaparsa bir Poincaré olur. Ya da Ayer, Hempel, Carnap, Duhem, Popper.

 

Bir Pozitivist (Frank) "Nedensellik Yasası" üzerine makalesinde şunları ileri sürdü: "Nedensellik yasası, tüm doğal bilimlerin temeli, deneyim tarafından doğrulanamaz, ne de yanlışlanabilir, ama tüm düşünme için zorunlu olarak doğru bir a priori gerçeklik olduğu için değil, ama yalnızca salt uylaşımsal bir koşul olduğu için" :: "The law of causality, the fundament of all natural sciences, cannot be verified nor falsified by experience, but not because it would be an apriori truth necessarily true for all thinking, but only because it is a purely conventional stipulation. (Festsetzung)"

Buradan pozitivistlerin "entellektüel" yeteneklerinin bir ölçüsünü görebiliriz. Frank deneyim üzerine dayanan şeyin yine deneyim tarafından sınanmasından söz ettiğinin bilincinde değildir. "Nedensellik yasası" ya da giderek "nedensellik kavramı" bile görgücülüğe göre ancak ve ancak deneyimden türetilebilir.

   Bilgi uylaşımdır?

Uylaşımcılık kavramın tümü gücünü siler, mantığı yok sayar ve onun yerine sıradan, geri, kültürel insan bilincinin eğilimlerini, alışkanlıklarını vb. geçirir. Örneğin Poincaré geometride belitleri reddeder, onların insanlar arasındaki belli anlaşmalar olduklarıını ileri sürer. Yine de matematik yapmayı başarabildi, çünkü beyin başka herhangi bir örgen gibi fizyolojik olarak işler.

Doğal bilinç doğallığı ile felsefe yapmaya çalıştığı zaman, kavramların kökenini açıklayabileceğini sandığı her yolu dener. Uylaşımcılık (conventionalism) Carnap, Ayer, Hempel ve başkaları tarafından "doğruluk ölçütü" olarak savunuldu. Bu bakış açılarının irdelemesi her durumda a priori olan düşünmenin kendine karşı dönebilmesinin çeşitli yollarının bilgisini kazandırır. Bu çürütme çabalarının kendileri de a prirori düşünme edimleridir ve bu nedenle de kendilerinde irdelemeye değerdirler.


Conventionalism: Any doctrine according to which a priori truth, or the truth of propositions of logic, or the truth of propositions (or of sentences) demonstrable by purely logical means, is a matter of linguistic or postulational convention (and thus not absolute in character). H. Poincaré (q.v.) regarded the choice of axioms as conventional (cf. Science et hypothese, p. 67). — A.C. (LINK)

Convention: (Lat. conveniens, suitable) Any proposition whose truth is determined not by fact but by social agreement or usage. In Democritus, "Sweet is sweet, bitter is bitter, color is color by convention (nomoi)." (Diels, Frag. d. Vorsokratiker B. 125) The Sophists (q.v.) regarded all laws and ethical principles as conventions. — A.C.B. (AYNI YER)

Consensus gentium: (Lat. agreement of people) A criterion of truth: that which is universal among men carries the weight of truth.

Uylaşımcılık bilim felsefeciliğinde büyük popülerlik kazandı, çünkü herkes daha şimdiden uylaşımcı idi.
   Pozitivizm ve Uylaşımcılık

(W.) Conventionalism was adopted by logical positivists, chiefly A. J. Ayer and Carl Hempel, and extended to both mathematics and logic. To deny rationalism, Ayer sees two options for empiricism regarding the necessity of the truth of formal logic (and mathematics): 1) deny that they actually are necessary, and then account for why they only appear so, or 2) claim that the truths of logic and mathematics lack factual content - they are not "truths about the world" - and then explain how they are nevertheless true and informative.[1] John Stuart Mill adopted the former, which Ayer criticized, opting himself for the latter. Ayer's argument relies primarily on the analytic/synthetic distinction.

The French philosopher Pierre Duhem espoused a broader conventionalist view encompassing all of science. Duhem was skeptical that human perceptions are sufficient to understand the "true," metaphysical nature of reality and argued that scientific laws should be valued mainly for their predictive power and correspondence with observations.

 

(W.) Conventionalism is the philosophical attitude that fundamental principles of a certain kind are grounded on (explicit or implicit) agreements in society, rather than on external reality. Although this attitude is commonly held with respect to the rules of grammar, its application to the propositions of ethics, law, science, mathematics, and logic is more controversial.

Yalnızca Wikipedia'da: "Uylaşımcılık felsefi bir tutumdur."

 
   Henri Poincaré (1854-1912)

Poincaré non-Euklidean geometriler üzerine çalıştıktan sonra modaya uydu ve Euklides'in Geometrisinden vazgeçmeye karar verdi. Bu kararı ussal değildi, çünkü usa bir gereksinimi yoktu, çünkü geometri bile ussal değildi.

Bir matematikçi ussallığı nasıl terk edebilir?

Matematikte kullanılan belitler matematiğin olanağıdır ve geçerli olmadıkları kabul edilirse geriye ne tanıtlama ne de sağınlık kalır. Non-Euklidean geometriler Euklides'in geometrisini çürütmüyor, yalnızca eğri yüzeylerde düzlem üzerinde geçerli olmayan belitleri kabul ediyorlardı. Örneğin küre yüzeyde çizilen bir üçgenin iç açılarının iki dik açının toplamından büyük olmasının düzlem geometrideki teoremi çürümesi gerekmez.

 
   Consensus gentium; Hegel, Cicero

Consensus gentium çocuksu bir "tanıtlama" yöntemidir, hiçbir mantıksal niteliğinin olmamasına karşın çoğunluğun, halkın, kalabalığın vb. yargısını "doğru" saymaktan oluşur. Carnap'ın tüm sağınlığı, duruluğu, açıklığı ile böyle bir "tanıtlama" yöntemini ya da "doğruluk" ölçütünü ciddiye aldığını düşünmek güçtür. Ama bunu yapmıştır çünkü genel uylaşım bir olgu, ve Carnap bir olgucudur. Usun ve ussallığın olmadığı yerde onun yerini doldurmak için herşey denenir — dil, anlam, deneyim, giderek duyumlar.

Hegel bir doğruluk ölçütü olarak "consensus gentium"dan Cicero'ya gönderme ile söz eder (Tanrının Varoluşunun Tanıtları Üzerine Dersler, s. 48):

"İrdelediğimiz şey metafiziksel tanıtlamalardır. Bunu belirtmemin nedeni Tanrının varoluşunun bir tanıtının genellikle ex consensus gentium türetilmesidir, — popüler bir kategori ki, hakkında çok önceleri Cicero ustalıkla konuşmuştu. Tüm insanların bu tanıtı tasarımladıklarını, ona inandıklarını, onu bildiklerini bilmek muazzam bir yetkedir. Hangi insan ona karşı çıkarak şunu diyebilir: Tüm insanların tasarımladıklarına, birçoklarının düşünce yoluyla doğru olarak kabul ettiklerine, herkesin doğru olduğunu duyumsadığı ve inandığı şeye yalnızca ben karşı çıkıyorum."

 
   Rorty ve Uylaşım

In 2007, Roger Scruton wrote, "Rorty was paramount among those thinkers who advance their own opinion as immune to criticism, by pretending that it is not truth but consensus that counts, while defining the consensus in terms of people like themselves."

 
   Carnap ve Uylaşım

CARNAP: "In an article [ 1924], I made an analysis of the structure of causal determination in physics and of its connection with the structure of space. My strongly conventionalist attitude in this article and in [ 1923] was influenced by Poincaré's books and by Hugo Dingler." (THE LIBRARY OF LIVING PHILOSOPHERS VOLUME XI THE PHILOSOPHY OF RUDOLF CARNAP, s. 14:)

 
 

 

İdea Yayınevi Site Haritası | İdea Yayınevi Tüm Yayınlar
© Aziz Yardımlı 2017 | aziz@ideayayinevi.com