3 Yunan Etiği ve Yunan Ekonomisi
Yunanistan’da vergi kaçıranların en önünde serbest meslek sınıfları gelir.* Vergi kaçırma Yunan politikacıları tarafından “ulusal spor” olarak kabul edilir ve örneğin 2009 yılı için başlıca saymanlar, dişçiler, avukatlar, doktorlar, mühendisler, özel öğretmenler ve finans danışmanları gibi özel meslek sahipleri tarafından kaçırılan vergi miktarının Yunanistan yıllık bütçe açığının yaklaşık üçte biri olan €28 milyar kadar olduğu hesaplanır (aynı yıl için brüt yıllık üretim €235 milyar ve toplam vergi tabanı €98 milyar olarak hesaplanmıştır). Nüfusun genel kanısı 2013 sonrasında rüşvetçilik düzeyinin azalmaktan çok arttığı yönündedir.
Fakelaki
2014 yazında Atina’nın en büyük devlet hastanelerinden birinde bir asansör bozuldu. Onarım için gelen teknisyen gözlerine inanamadı: Asansör boşluğunun dibinde diz boyu fakelaki yığını birikmişti.** Yunanistan yalnızca Platon’u ve Perikles’i bütünüyle unutmakla kalmamış, ama Hippokrates’i de kendisinden saymaz olmuştur. Ekonomik krizin patlak vermesinden beş yıl sonra, kimi Yunanlılar herhangi bir ceza korkusu olmaksızın, herhangi bir duyunç rahatsızlığı duymaksızın, yolsuzluğu, rüşvetçiliği ve vergi kaçırmayı sürdürüyorlardı. Hastanelerdeki yakınmalar moral bir yıkımı açığa serdi: “Kimi doktorlar, giderek kamu görevlisi doktorlar bile açıkça para istiyorlar. Testleri yapmadan önce istiyorlar. Sonuçlarınızı geri alacağınız zaman da istiyorlar” (Maro Kouri, Atina).*** Fakelaki ya da içi para dolu “küçük zarf” hastalanan, yaralanan, giderek bir bölümü yaşama tutunabilme kavgası vermekte olan insanların doktorlara sundukları küçük-rüşveti anlatan bir sözcüktür. Bu küçük alış-veriş ilişkisinde doktorlar hastalarından bir miktar para almakta ve onlara sağlıklarını, yaşamlarını vermektedirler. Ama fakelaki ile trampa ettikleri şey karakterleridir. Dürüstlüğün etik demek olduğunun bilincinde değildirler ve insan yaşamına değer vermemekte, çünkü değer vermeyi bilmemektedirler. Değer tinseldir. Fakelaki materyal. Küçük-rüşvetçiliğin Yunanistan’a faturası büyüktür ve 2011 için €554 milyon olarak hesaplanmaktadır. Ama bu faturaya ek olarak çıkan ikinci bir faturanın, insan karakterlerinden yitirilen değerin niceliği hesaplanamamaktadır.
Hangi büyüklükte olursa olsun, rüşvetçilik ve dolandırıcılık etik olarak en düzgün ülkelerde bile eksik değildir. Ama Yunanistan’ı göreli olarak daha temiz ülkelerden ayırdeden şey onda rüşvetçiliğin aşağı yukarı bütün bir nüfusa bulaşmış olması, moral bir sorun olarak görülmemesidir. Rüşvet yaşamın olağan bir koşulu olarak algılanmaktadır.
*The Guardian, 9 September 2012, “Primary Greek tax evaders are the professional classes.”.
Politik Partiler
Yunan halkının %90’ı için politik partiler rüşvetçi ya da aşırı rüşvetçidir. Ve bu partiler politik istencini anlatmanın başka bir yolunu bulamayan aynı %90’ın yarattığı partilerdir. Bu enteresan durum yalnızca rüşvet vermenin rüşvet almak ile bir ve aynı olduğu olgusunu doğrulamaktadır. Halk politik gücünü sol ve sağ maskeler takan demagogların, etik-dışı politikacıların eline bırakmakta, sorunu çözememekte çünkü sorunu sürekli olarak kendisi yaratmaktadır. Yunanistan’da politika daha nitelikli ve daha düzgün yasalara ulaşmanın aracı değil, ama bugünlerde ekonomik ve etik sorumluluğu Avrupa Birliği’nin ve özellikle Almanya’nın üzerine atmak için üstlenilen bir gösteridir.
Etiğin Öğrenilmesi Etiğin Yaratılmasıdır
2010 yılında doldurulan vergi formlarına göre Atina’nın kuzey banliyölerinde yalnızca 324 konutta vergi kapsamına giren yüzme havuzunun bulunduğu bildirildi. Bunun üzerine vergi memurları uydu fotoğraflarını incelediler ve rakamın 17.974 olduğunu saptadılar.* Yunanistan’da bu işlerin normal durumudur. Bir etik bozulma, yüksek bir ahlaksal gelişmişlik düzeyinden aşağılara düşüş söz konusu değildir çünkü şimdiye dek törel bir yükseliş olmuş görünmez. Bir gazete bayii olan Ioannis Plakopoulos “Büyümemiz gerekiyor,” dedi. “Kandırmamayı ve başkalarının kandırmasına izin vermemeyi öğrenmemiz gerek.”**

|
|
Homo sapiens yalnızca bilen değil, ama duyuncu da olan bir varlıktır. İyiyi ve kötüyü, doğruyu ve eğriyi bilme ve doğru ve iyi olanı isteme yeteneği ile donatılıdır, ve bu öz insanın moral yüksekliği ve değeridir. Ussal, moral ve estetik donatımı ile insan bütün bir varoluşun en yüksek yaratısı, daha yükseği olmayan idealidir. Ahlaksal yeti insana verili olsa da, pozitif etik normlar doğuştan değildir. Yaşanırlar, öğrenilirler, ilkin kötü olana iyinin, eğri olana doğrunun, çirkin olana güzelin değerinin yüklenmesine karşın, insan bu kendi yanlışlarını doğrulara çevirme, kendini gerçek değerlerine doğru, bütünüyle düzgün bir varlığa doğru eğitme gücünde ve istencindedir. Realiteler kavramlarına uygun olmaya doğru gelişirken, insan bu kendi etkinliğinde gerçek ‘kendi’sini bilmeye, ideal Ailesini, ideal Toplumunu, ideal Devletini kavramaya, insan olarak gerçek, evrensel, küresel etik karakterini oluşturmaya başlar. Etik normların öğrenilmelerinin gerekmesi olgusunun kendisi her bireyin, her toplumun gelişim sürecinde kaçınılmaz olarak etik-dışı ya da etik-öncesi davranışların yaşandığı bir hamlık evresinden geçilmesi gerektiğini gösterir. Bu tarihsel kültürel-çoğulculuk, kültürel-görelilik durumunda, etik-dışının algılanması etik olanın, doğru, dürüst ve iyi olanın anlaşılması ile birlikte gider ve toplum ancak bu algı temelinde pekişen güven duygusu içinde varlığını sürdürebilir. İnsanlar normal olarak ve ussal olarak doğrudan, dürüstlükten, güvenden yanadırlar. Ama etik-gerilik kültürlerinde ayrı ayrı değerler ile, ya da daha doğrusu ayrı ayrı değersizlikler ile birbirlerine yabancı bireylerin birbirlerine güvenme yetenekleri de olanaksızdır. Etiklerinin kollektif olmasının gerekmesi ölçüsünde, bir etik minimumunda güvensizlik, mutsuzluk, anlamsızlık içinde ancak varlıklarını sürdürmeyi başarabilirler. Ve ekonominin işlemesi, ekonomik büyümenin sürmesi etik değerlerin etik-dışı alışkanlıklara üstün gelmesi koşulu üzerine dayanır.
*The New York Times, Greek Wealth Is Everywhere but Tax Forms.
**Aynı yer.
RÜŞVET FİYAT LİSTESİ (2011-2012)* |
|
Hizmet tipi |
|
Min. |
Max. |
KAMU SEKTÖRÜ |
KAMU HASTANELERİ |
İşlem/Ameliyat |
2011 |
€100 |
€30000 |
2012 |
€50 |
€20000 |
Bir davanın hızlandırılması |
2011 |
€30 |
€20000 |
2012 |
€10 |
€7000 |
VERGİ DAİRELERİ |
Borç tasfiyesi |
2011 |
€300 |
€10000 |
2012 |
€500 |
€4000 |
Mali kayıtların denetimi için düzenleme |
2011 |
€100 |
€20000 |
2012 |
€100 |
€1000 |
Bir davanın hızlandırılması |
2011 |
€10 |
€30000 |
2012 |
€200 |
€1.000 |
LİSANS
(İNŞAAT
KURUMLARI) |
Bir inşaat izninin çıkarılması |
2011 |
€200 |
€8.000 |
2012 |
€100 |
€7.500 |
Bir davayı hızlandırma |
2011 |
€200 |
€600 |
2012 |
€50 |
€5.000 |
Yasadışı inşaatın bir çözüme bağlanması |
2011 |
€200 |
€5.000 |
2012 |
€400 |
€3.000 |
ÖZEL
SEKTÖR |
SAĞLIK HİZMETLERİ
(HASTANELER, KLİNİKLER) |
İşlem/Ameliyat |
2011 |
€150 |
€7.000 |
2012 |
€90 |
€25.000 |
Tıbbi testler |
2011 |
€30 |
€500 |
2012 |
€10 |
€3.100 |
TAŞITLAR |
Taşıt denetimi (VTCC) |
2011 |
€20 |
€100 |
2012 |
€20 |
€200 |
Sürücü belgesi |
2011 |
€40 |
€500 |
2012 |
€100 |
€300 |
Transparency International tarafından yapılan anket çalışmalarının altıncısının verilerini özetleyen ve kemer sıkma politikasının etkilerini gösteren bu küçük-rüşvetler tablosu Ocak-Aralık 2012’de 12.014 kişinin sorgulanması üzerine dayanır. Sağlık kesiminde 2011’de ortalama rüşvet masrafı €1399 iken, bu 2012’de €1228’ya düşmüştür. Özel kesimde ortalama €1406’dan €1442’ya yükselmiştir.*
Bugün Yunanistan’da ticari bir sözleşmenin yürürlüğe koyulması için gereken yasal işlemler dört yıldan daha uzun bir süreyi gerektirmektedir. (Örneğin World Bank tarafından 186 ülke için yapılan bir 2015 anketine göre, Yunanistan inşaat izinlerinin alınmasında 88’inci, elektrik almada 80’inci, sözleşmeleri yürürlüğe koymada 115’inci (Türkiye: 38), vergileri ödemede 59’uncu sırada gelmektedir.)**
Yunan etiği ülkenin euro bölgesine girmesi ile birdenbire kötüleşmedi. Euro bölgesine giriş Yunanistan’a geri ödeyebileceğinden çok daha fazla borç alma olanağını sağladı. Herşeye karşın, Yunanistan’ın borcu Syriza 2014’te hükümeti kurmadan önce yönetilebilir bir durumda idi ve bütçe kesintilerine ve vergi reformuna karşı çıkan radikal sol partinin savurganlığı ve beceriksizliği ülkenin borcunu altından kalkılamaz duruma getirdi. Portekiz 2014’te, İrlanda 2013’te ve İspanya 2014’te ekonomik problemlerini çözdü ya da hiç olmazsa bir ölçüde hafifleterek bir ekonomik büyüme oranını yeniden yakaladı. Yaşanan tüm ekonomik güçlüklere ve acılara karşın, işsizliğe, parasızlığa, giderek nüfusun önemli bir bölümünün edimsel olarak yaşadığı açlığa karşın, radikal solun tüm tutucu politikalarına, propagandalarına ve demagojilerine karşın, bu ülkelerden hiç biri Avrupa Birliği’nden ayrılmayı ve kendi demode kabuğuna kapanmayı düşünmedi. Yunanistan’ın kendisi de aralarında olmak üzere, tümü de sanki çok daha iyi bir gelecek uğruna kendi köhnemiş etiklerinden, çoktandır anlamsızlaşmış, gereksizleşmiş kültürel yapılarından vazgeçmeyi istermiş gibi, henüz gerçek doğasını tam olarak anlamadıkları Avrupa Birliği’ne sarılmada en küçük bir duraksama göstermedi.
**World Bank, Doing Business in Greece.
|